Eğitimde İş Birliği ve Ortak Akıl Vurgusu Öne Çıktı
ARKON Artvinliler Konfederasyonu’ndan İl Millî Eğitim Müdürü Gürhan Çokgezer’e Hayırlı Olsun Ziyareti
ARKON Artvinliler Konfederasyonu Genel Başkanı Fetanet Yıldırım ve beraberindeki Yönetim Kurulu Üyeleri, Bursa İl Millî Eğitim Müdürü olarak göreve başlayan Gürhan Çokgezer’i makamında ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerini iletti. Samimi bir atmosferde gerçekleşen ziyaret, Bursa’daki eğitim politikaları, sivil toplumun eğitime katkısı ve öğrencilerin fırsat eşitliği çerçevesinde desteklenmesi konularında önemli mesajlara sahne oldu.
Yeni Göreve Tebrik, Eğitime Dair Ortak Hedefler
Ziyarette konuşan ARKON Genel Başkanı Fetanet Yıldırım, Gürhan Çokgezer’in Bursa İl Millî Eğitim Müdürü olarak atanmasının hem kent hem de eğitim camiası adına önemli bir kazanım olduğunu belirterek, yeni görevinde başarılar diledi. Yıldırım, özellikle büyükşehirlerde eğitim yükünün her geçen gün arttığına dikkat çekerek, bu süreçte sivil toplum kuruluşlarının Millî Eğitim teşkilatıyla koordinasyon içinde çalışmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.
Yıldırım, ARKON Artvinliler Konfederasyonu’nun yalnızca hemşehri dayanışmasıyla sınırlı olmayan, eğitimden kültüre, sosyal sorumluluktan gençlik projelerine kadar geniş bir perspektifle faaliyet yürüttüğünü ifade ederek, Bursa’daki öğrencilerin nitelikli eğitim imkanlarına erişimini artırmaya yönelik her türlü projeye destek vermeye hazır olduklarını dile getirdi.
Eğitimde Güçlü İş Birliği Mesajı
Ziyarette, Bursa genelinde okulların fiziki durumu, öğrenci sayılarındaki artış, mesleki ve teknik eğitimin güçlendirilmesi, dezavantajlı bölgelerdeki eğitim koşulları ve sosyal destek mekanizmaları üzerine karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. ARKON heyeti, özellikle üniversiteye hazırlanan öğrenciler, kırsal bölgelerdeki okullar ve sosyoekonomik açıdan desteklenmesi gereken aileler konusunda iş birliği yapılabileceğini ifade etti.
Fetanet Yıldırım, “Eğitim, bir kentin geleceğini belirleyen en temel unsurdur. Bursa gibi dinamik ve büyüyen bir şehirde, kamu kurumları ile sivil toplumun ortak akılla hareket etmesi kaçınılmazdır. Bizler de bu sürecin yapıcı bir paydaşı olmaya hazırız,” dedi.
İl Millî Eğitim Müdürü Gürhan Çokgezer’den Teşekkür ve İş Birliği Vurgusu
Bursa İl Millî Eğitim Müdürü Gürhan Çokgezer ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ARKON Artvinliler Konfederasyonu’nun eğitime duyarlılığını ve sivil sorumluluk bilincini takdirle karşıladıklarını ifade etti. Çokgezer, eğitimde başarıyı artırmanın yalnızca okul yönetimleri ve öğretmenlerle sınırlı olmadığını, aileler, sivil toplum kuruluşları ve yerel paydaşlarla kurulacak güçlü iş birliklerinin bu sürecin vazgeçilmez unsuru olduğunu vurguladı.
“Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak, öğrencilerimizi çağın gereklerine uygun şekilde yetiştirmek ve Bursa’nın eğitim kalitesini daha ileri taşımak için tüm paydaşlarımızla birlikte çalışmaya devam edeceğiz,” diyen Çokgezer, ARKON’un bu noktada önemli katkılar sunabileceğini belirtti.
Karşılıklı İyi Niyet ve Teşekkür
Ziyaretin sonunda ARKON Genel Başkanı Fetanet Yıldırım, nazik ev sahipliği ve yapıcı yaklaşımı dolayısıyla İl Millî Eğitim Müdürü Gürhan Çokgezer’e teşekkür ederek, yeni görevinde başarı temennilerini yineledi. Günün anısına karşılıklı iyi dilekler iletilirken, ilerleyen süreçte ortak projeler geliştirilmesi konusunda temenniler dile getirildi.
Ziyaretin Önemi ve Gelecek Perspektifi
Bu ziyaret, Bursa’da eğitim alanında kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşları arasında kurulabilecek güçlü iş birliklerine somut bir örnek teşkil ederken, eğitimin toplumsal bir sorumluluk olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koydu. ARKON Artvinliler Konfederasyonu’nun eğitim odaklı çalışmalarıyla, Bursa’daki öğrencilerin akademik, sosyal ve kültürel gelişimine katkı sunmaya devam edeceği belirtildi.
Gerçekleşen bu temasın, Bursa’nın eğitim vizyonuna olumlu katkılar sağlaması ve ilerleyen dönemde somut projelerle taçlandırılması bekleniyor.
63 Yaşında Sahte Dişçi Mağduru!
Nazmiye Sermin Altunışık’ın Dramatik Yaşam Mücadelesi: Sağlık Bakanlığı ve Bürokrasinin Cevapsız Çağrısı
Sağlık Bakanlığı’na Çığlık: Sahte Dişçi Tarafından Tedavi Edilen Nazmiye Sermin Altunışık, Bürokratik Engellerle Yıllardır Savaşmakta!
Türkiye’nin sağlık sistemi, her geçen gün daha fazla mağduriyet yaratmaya devam ediyor. Son olarak, 63 yaşındaki Nazmiye Sermin Altunışık’ın yaşadığı korkunç deneyim, bu sistemin acımasızlığını gözler önüne seriyor. Sahte dişçi tarafından tedavi edilen ve yıllardır sağlık sorunlarıyla boğuşan Altunışık, yaşadığı dramı duyurmak için yetkililerden çözüm talep ediyor. Ancak her geçen gün artan sağlık sorunları ve bürokratik engeller, onu yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide bırakmış durumda.
Altunışık’ın yaşadığı mağduriyetin ne kadar derin olduğunu, yaptığı başvurulardan ve talep ettiği çözüm sürecinden açıkça görmek mümkün. Altunışık, yaklaşık iki yıl önce sahte bir dişçi tarafından tedavi edilmeye başlanmış ve sonrasında sağlık sorunlarıyla baş etmek zorunda kalmış. Sahte dişçi H. D’nin yaptığı tedavi hataları, kadının dişlerini kaybetmesine ve aşırı ağrı çekmesine sebep olmuş. Yıllarca süren tedavi süreçleri ve bürokratik engellerle mücadele, Altunışık’ın hayatını cehenneme çevirmiş durumda.
Hayatını Karanlık Gölgelemiş Sahte Dişçi Tedavisi
Sahte dişçi tarafından tedavi edilen Altunışık, dişlerinden dolayı yıllardır ciddi sorunlar yaşamaktadır. Bu sorunlar nedeniyle yemek yiyemeyen ve sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdüremeyen Altunışık, tam 25 kilo kaybetmiş, sonrasında ise vücudunda şişlikler oluşmuş ve yalnızca bir ay içinde 2 kilo almıştır. Yaşadığı bu sağlık sorunları, sadece fiziksel acılarla sınırlı kalmamış; aynı zamanda kadının ruhsal sağlığını da büyük ölçüde olumsuz etkilemiştir.
Bürokratik Engellerle Savaş: Sağlık Bakanlığı Cevap Vermedi
Nazmiye Sermin Altunışık, sağlık problemlerini çözmek için defalarca Sağlık Bakanlığı’na başvuruda bulunmuş, ancak tüm çabaları boşuna olmuştur. 2503807355 numaralı CİMER başvurusunun üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen henüz bir adım atılmamıştır. Altunışık, bakanlığa yaptığı başvurularda, yaşadığı acıların bir an önce çözülmesini talep etmiş, ancak yetkililerden hiçbir geri dönüş alamamıştır. Bu durum, Altunışık’ı derin bir umutsuzluğa sürüklemiştir.
Daha da trajik olanı ise, Bahçelievler İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından verilen acil kod ve yapılan başvurulara rağmen, tedavi sürecinin hala bir türlü başlatılmamasıdır. Altunışık, engelli bir oğul bakmakla yükümlü ve tek başına yaşam mücadelesi verirken, sağlık sorunları her geçen gün daha da ağırlaşmaktadır. Bir yandan hayatını tehdit eden sağlık sorunlarıyla, diğer yandan devletin bürokratik engelleriyle mücadele etmek zorunda kalan Altunışık’ın yaşadığı drama göz yumulması kabul edilemez.
Hayati Tehlike: Kanamalar ve Ağrılarla Yaşamak
Altunışık, yaşadığı sağlık sorunlarıyla ilgili olarak, “Ağzımda kanamalar oluyor, yemek yiyemiyorum, hayati tehlikem var,” diyerek durumunun ciddiyetini her fırsatta dile getirmiştir. 63 yaşında bir kadın için bu tür sağlık problemleri, yaşam kalitesini tamamen düşürmekte ve her geçen gün durumu daha da ağırlaştırmaktadır. Yetkililerden tek beklentisi, sağlık problemlerine bir an önce çözüm bulunmasıdır. Ancak, bürokrasinin bu kadar yavaş işlemesi, Altunışık’ı bir yandan ölüme doğru sürüklemektedir.
Sahte Dişçi Halil Bozkurt ve Diğer Mağdurlar
Altunışık’ın yaşadığı mağduriyet sadece kendisiyle sınırlı değildir. Sahte dişçi H. D., kendisini dişçi olarak tanıtıp, birçok hastaya tedavi uygulamış ve büyük mağduriyetlere yol açmıştır. Altunışık, D’nin dişçi olmadığını daha sonra öğrendiğini ve bu konuda elinde kanıtlar bulunduğunu belirtiyor. WhatsApp yazışmalarında H.D’nin kendisini dişçi olarak tanıttığı ve hatta tedaviye yönelik yaptığı hatalı müdahaleleri itiraf ettiği belgelerle, Altunışık durumu gün yüzüne çıkarmayı planlamaktadır.
Bürokrasinin Zorlu Yükü ve İnsan Hayatına Etkisi
Yaşanan bu dram, sadece bir kadının sağlık sorunlarıyla sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda Türkiye’deki sağlık bürokrasisinin ne kadar yavaş işlediğini ve mağduriyetleri nasıl büyüttüğünü de gözler önüne seriyor. Altunışık’ın yaşadığı mağduriyetin yanı sıra, sistemin acizliği yüzünden hayatı tehlikeye giren bir insanın dramı, yetkililerin sorumluluklarını ne kadar ihmal ettiğini bir kez daha gösteriyor.
Bürokratik Çözümsüzlük ve Hükümetin İlgisizliği
Nazmiye Sermin Altunışık, yıllardır süren tedavi süreci ve bürokratik engellerle mücadele etmekte ve tüm çabalarına rağmen sonuç alamamaktadır. Halihazırda sağlık sorunları ciddi şekilde ilerlemiş ve yaşam kalitesi tükenmiştir. Altunışık, artık bu süreçteki umutsuzluğunu şu şekilde dile getirmektedir: “Bir yıl boyunca yemek yapamadım, dört ay boyunca felçli gibi yattım, her geçen gün daha da kötüleşiyorum. Sağlık Bakanlığı beni görmüyor, duymuyor.”
Bir Kadın, Bir Aile ve Çekilen Acı: Son Çağrı
Altunışık’ın yaşadığı dram, yalnızca bir kadının yaşadığı sağlık sorunlarını değil, aynı zamanda bir ailenin hayatta kalma mücadelesini de gözler önüne seriyor. Engelli bir oğlu ve yalnız kalan bir kadının sağlık sisteminin ve bürokrasinin vicdanı olmayan yükü altında ezilmesi, Türkiye’deki sağlık hizmetlerinin ne kadar yetersiz olduğunu göstermektedir. Altunışık’ın son çağrısı açık ve net: “Bu mücadeleyi kazanmama yardım edin. Benim gibi birçok mağdur var, adaletin yerini bulması için derhal harekete geçin.”

Bu dram, sadece Nazmiye Sermin Altunışık’ın yaşadığı bir acı değil; aynı zamanda Türkiye’deki sağlık ve bürokrasi sisteminin ne denli zayıf noktaları olduğunu ortaya koyuyor. Bu tür dolandırıcılıklara ve bürokratik engellere karşı daha güçlü tedbirler alınmalı ve mağdurların sesi duyulmalıdır.
Diş Mağduru Nazmiye Sermin Altunışık’ın İddiaları
İstanbul’da diş tedavisi için başvurduğu klinikte sahte dişçi mağduru olduğunu iddia eden Nazmiye Sermin Altunışık, yaşadığı süreci kamuoyuyla paylaştı. Altunışık, Halil D. isimli şahsın diş hekimi olmamasına rağmen tedavisini gerçekleştirdiğini ve bu kişinin, H.B. adlı gerçek bir diş hekiminin yanında çalıştığını öne sürdü.
“Yanlış Tedavi Uygulandı”
Sermiş Altunışık, sahte dişçi Halil D.’nin yaptığı tedavi sonrası ciddi sağlık sorunları yaşadığını, H.B.’nin ise görevini ihmal ederek bu sürece göz yumduğunu belirtti.
Fiyat Artışı ve Kalitesiz Malzeme İddiası
Altunışık, başta 190 bin TL’ye anlaştıklarını, 90 bin TL’yi peşin ödediğini, tedavi sırasında ise implant takılınca kendisine 240 bin TL’lik bir ek ücret çıkarıldığını söyledi. “Kalitesiz implant ve zirkonyum takılmasın diye farkı ödemek zorunda kaldım” dedi.
İcra Şoku!
Tedavi süreci adli vaka haline gelince Altunışık’a ilamsız icra gönderildi. “Hiç ödeme yapmamışım gibi işlem yapıldı ama ben banka dekontlarımla ödeme yaptığımı kanıtladım. Bakırköy 8. İcra’da iptal edildi” diyerek hukuki süreçte haklı bulunduğunu belirtti.
Altunışık, hem sahtecilik hem de dolandırıcılıkla suçladığı Halil D. için gerekli yasal sürecin başlatıldığını ifade etti.
Filiz Aydın Yıldırım: “Bursa’yı Sanatla Kucaklayacağız”
KSD Kültür Sanat Derneği’nden Yeni Tiyatro Atağı
KSD Kültür Sanat Derneği Başkanı Filiz Aydın Yıldırım, derneğin kültür ve sanat alanındaki çalışmalarına hız kesmeden devam ettiğini belirterek, senaryosunu kendisinin yazdığı, oyun yazarı Beyhan İren Tüfekçi tarafından kaleme alınan yeni tiyatro oyununun son aşamaya geldiğini açıkladı. İki perdeden oluşan oyunun, hem Bursa’da hem de yurt dışında sahnelenmesi planlanıyor.
Gelin–kaynana ilişkisini merkeze alan ve günlük yaşamdan tanıdık çatışmaları mizahi bir dille sahneye taşıyan oyunun, izleyiciyi güldürürken düşündürmeyi amaçladığını ifade eden Yıldırım, çalışmanın uzun bir hazırlık sürecinin ürünü olduğunu vurguladı.
Aile İlişkilerine Mizahi Bir Bakış
Toplam 7 karakterin sahne alacağı oyunda, gelin ve kaynana arasındaki tatlı-sert çekişmeler; aile içi iletişim, kuşaklar arası farklılıklar ve toplumsal roller üzerinden ele alınıyor. Filiz Aydın Yıldırım, oyunun yalnızca bir komedi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek şu açıklamada bulundu:
“Bu oyun izleyiciyi güldürürken aynı zamanda kendi hayatından kesitler bulmasını sağlayacak. Aile, toplumun temel taşı. Biz de bu temel yapıyı, abartıya kaçmadan ama güçlü bir mizah diliyle sahneye taşımayı hedefledik.”
Bursa’nın 17 İlçesinde Sahnelenecek
Tiyatro faaliyetlerini sadece Bursa şehir merkeziyle sınırlı tutmak istemediklerini dile getiren Yıldırım, oyunun Bursa’nın 17 ilçesinde sahnelenmesinin planlandığını açıkladı. Kültür ve sanata erişimde fırsat eşitliğinin önemine dikkat çeken Yıldırım, ilçelerde yaşayan vatandaşların da nitelikli tiyatro oyunlarıyla buluşmasının temel hedeflerinden biri olduğunu söyledi.
Balkanlara Açılan Sanat Köprüsü
KSD Kültür Sanat Derneği’nin yalnızca yerel değil, uluslararası alanda da kültür sanat faaliyetleri yürütmeyi amaçladığını belirten Filiz Aydın Yıldırım, oyunun yakın Balkan ülkelerinde de sahneleneceğini müjdeledi. Bu projeyle birlikte Bursa’nın kültürel birikiminin sınırları aşarak farklı coğrafyalara taşınacağını ifade etti.
Kültür-Sanat Merkezlerine Yeni Misyon
Bursa’da kültür ve sanat merkezlerinin daha aktif ve üretken bir rol üstlenmesi gerektiğine dikkat çeken Yıldırım, KSD Kültür Sanat Derneği olarak bu alanda önemli bir sorumluluk üstlendiklerini belirtti. Dernek bünyesinde yeni projeler, atölye çalışmaları ve tiyatro oyunları için hazırlıkların başladığını da sözlerine ekledi.
“Kültür-sanat merkezleri sadece etkinlik yapılan mekânlar değil; üretimin, paylaşımın ve toplumsal buluşmanın merkezleri olmalı. Biz KSD olarak bu anlayışla hareket ediyoruz.”
“Bursa’yı Sanatla Kucaklayacağız”
Açıklamalarının sonunda kültür ve sanatın birleştirici gücüne vurgu yapan Filiz Aydın Yıldırım, hedeflerini şu sözlerle özetledi:
“Bursa’yı sanatla kucaklayacağız. Toplumun her kesimine dokunan, kapsayıcı, nitelikli ve sürdürülebilir sanatsal faaliyetlerle kültür-sanat alanında kalıcı izler bırakmak istiyoruz.”
KSD Kültür Sanat Derneği’nin yeni tiyatro oyununun önümüzdeki dönemde seyirciyle buluşması beklenirken, proje şimdiden Bursa’nın kültür-sanat gündeminde merak uyandırmış durumda.

Güneykestane’de Altın Madeni Projesine Karşı Halk Bilgilendirme Toplantısı Düzenlendi
Bilecik’in Pazaryeri ilçesine bağlı Bozcaarmut Köyü’nde yapılması planlanan ve Bursa’nın İnegöl ilçesi sınırları içinde yer alan Güneykestane, Gedikpınar ve Mezit mahallelerini doğrudan etkileyeceği belirtilen altın madeni projesine karşı, Güneykestane Mahallesi’nde halk bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantı, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy’un konuşmasıyla başladı. Aksoy konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Burada yapılması planlanan şey adeta bir cinayet gibidir. Kamu adına görev yapan kurumlar gerçek ve bilimsel incelemelerde bulunsa, burada değil altın; hiçbir madencilik faaliyetine izin verilmez. Yaşam her şeyden değerlidir.”
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise toplantıya gönderdiği mesajda, doğaya zarar veren her türlü uygulamanın karşısında olduklarını belirterek, belediye olarak sürece her türlü desteği vereceklerini, bu toprakların sahipsiz olmadığını ve dayanışma içinde olunacağını vurguladı.
Toplantıda söz alan CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise mücadelenin önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Devlet, millet biziz arkadaşlar. Bu yüzden bu bir mücadeledir. Yüzlerce örneği var. Hemen yanı başımızda Eymir mücadelesi var ve kazanıldı. Burayı da kazanırız. Yeter ki bir arada duralım, yeter ki sesimizi yükseltelim.”
DOĞADER Başkanı Murat Demir, iklim krizi ve kuraklığa dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu dağlar Anadolu coğrafyasının ve sularımızın sigortasıdır. Madencilik faaliyetlerinin ülkemize katkısı GSMH’nin yalnızca yüzde 4’ü civarındayken; tarım ve turizm bunun çok üzerindedir. Bu sömürge madenciliğini durduramazsak, bu sigortayı kaybeder ve ülkenin geleceğini tehlikeye atarız.”
Etkinliğe katılan sanatçı Ezel Akay da bölge halkıyla birlikte altın madeni projesine karşı olduklarını belirterek, bu toprakların değerinin altınla ölçülemeyeceğini ifade etti.
Bu Topraklar Madene Değil, Yaşama Aittir
Burası ormandır, sudur, tarımdır, yaşamdır.
Yüzlerce yıldır köylünün emeğiyle var olan, çocukların geleceğini taşıyan bir ekosistemdir.
Altın madenciliği adı altında yürütülen arama ve sondaj faaliyetleri;
açıkça tehdit etmektedir.
Kısa vadeli kâr hesapları uğruna doğanın, suyun ve halk sağlığının feda edilmesini kabul etmiyoruz.
Bu projeler derhal durdurulmalıdır!