canlı casino siteleri sex shop ofis taşıma parça eşya taşıma evden eve nakliyat nakliyat deneme bonusu bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler
DOLAR

42,7031$% 0.23

EURO

50,1678% 0.06

STERLİN

57,0934£% -0.02

GRAM ALTIN

5.901,44%0,77

ÇEYREK ALTIN

9.625,00%0,90

BİTCOİN

3849847฿%-0.19178

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul KAPALI 10°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Erdal ORHAN

Erdal ORHAN

13 Aralık 2025 Cumartesi

Öztürk’ten Merkez Bankası’na kredi kartı faizi çağrısı

Öztürk’ten Merkez Bankası’na kredi kartı faizi çağrısı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk’ten Merkez Bankası’na kredi kartı faizi çağrısı

CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk Resmi Gazete’de yayımlanan kredi kartı faiz oranlarına ilişkin tebliğin ardından Merkez Bankası ve ilgili bürokratlara çağrıda bulundu. Yapılan düzenlemenin vatandaşın gerçek borç yükünü hafifletmekten uzak olduğunu belirten Öztürk, mevcut kademeli faiz sisteminin adaletsiz olduğunu vurguladı.

Öztürk açıklamasında, Türkiye’de ortalama kredi kartı borcunun 70 bin liraya ulaştığını, kredi kartı borcu bulunan kişi sayısının 41 milyon olduğunu ve toplam borcun 2,7 trilyon lirayı aştığını hatırlattı. Buna rağmen 30 bin liraya kadar olan dönem borçları için faizin yüzde 39’dan yüzde 14’e düşürülmesinin yeterli olmadığını ifade etti.

“Bugün milyonlarca vatandaşımız 30 bin liranın üzerinde borçla yaşıyor. Gerçeklik bu iken, 30 bin lira altını esas alan bir düzenleme toplumun çok küçük bir kısmına hitap ediyor,” diyen Öztürk, 30 bin–180 bin lira arası dönem borçları için faizin yüzde 64, 180 bin lira üzeri için ise yüzde 114 olarak belirlenmesini sert sözlerle eleştirdi.

Bu oranların kabul edilemez olduğunu söyleyen CHP’li Öztürk, “Böyle bir kredi kartı faizi olur mu? Tefeci bile bu oranlarda faiz uygulamaz. Bu düzenleme, geçinemediği için kredi kartına yüklenen vatandaşı korumuyor, daha da sıkıştırıyor,” değerlendirmesinde bulundu.

Çözüm önerisini de paylaşan Öztürk, dönem borcu ne olursa olsun 30 bin liraya kadar olan kısım için düşük faiz oranının tüm borçlulara uygulanması gerektiğini belirtti. Bu kademenin borcun tamamına yayılacak şekilde yeniden düzenlenmesini isteyen milletvekili, böylece kredi kartı borcu altında ezilen vatandaşın bir nebze olsun rahatlatılabileceğini ifade etti.

Açıklamasının sonunda Merkez Bankası’na ve ilgili bürokratlara doğrudan çağrı yapan CHP’li Öztürk, söz konusu tebliğin bu gerçekler doğrultusunda yeniden ele alınmasını ve değiştirilmesini talep etti.

Devamını Oku

“Emekliler Kara Kışta Çaresiz!”

“Emekliler Kara Kışta Çaresiz!”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kış bastırdı, soğuk her geçen gün etkisini artırırken, milyonlarca emekli artan hayat pahalılığı karşısında geçim mücadelesi veriyor. Yıllarca çalışıp prim ödeyen, ülkenin kalkınmasında emeği olan emekliler, açlık sınırının altında kalan maaşlarla kara kışa adeta teslim edilmiş durumda.

Kömür alamayan, doğalgaz faturasını ödeyemeyen, markete her gittiğinde temel gıdaya erişmekte zorlanan emekliler, artık çaresizlik içinde “Bu maaşla nasıl yaşayacağız?” diye soruyor.

Emekliler ve Emekçiler Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Gönül Boran Özüpak, durumu şu sözlerle özetliyor:
“Emekli sadaka değil, hakkını istiyor! Bu kader değil, siyasi tercih. Açlık sınırının altında yaşamak zorunda bırakılan milyonlar onurlu yaşam mücadelesi veriyor.”

Sosyal yardımlar geçici, geçim derdi kalıcı. Emekliler, çözüm istiyor. Kara kışta değil ısınmak, nefes almakta zorlanan emekliler için artık söz değil icraat zamanı. “Geçim derdimiz var, gelsin seçim!” diyen emekliler, iktidara çağrıda bulunuyor: “Onurumuzla yaşamak istiyoruz!”

Emeklinin “İkinci Baharı” Değil, “Kara Kışı”: Barınma Hakkı Lüks Değil, Anayasaldır!

Bursa Emekli ve Emekçiler Derneği’nden Sert Açıklama: “Emekliler Kara Kışta Çaresiz!”

Türkiye’nin dört bir yanındaki emekliler, devletten bekledikleri barınma hakkını bulamayarak, yoksulluk ve çaresizlik içinde yaşam mücadelesi veriyor. Bursa Emekli ve Emekçiler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Hastürk, bu vahim durumu sert bir dille eleştirerek, emeklilerin *”ikinci bahar” değil, “kara kış”ta yaşadığını vurguladı. Hastürk, emeklilerin barınma sorununu çözmek için hükümetin ve yerel yönetimlerin derhal harekete geçmesi gerektiğini belirtti.

“Barınma Hakkı Lüks Değil, Anayasaldır!”

Bursa Emekli ve Emekçiler Derneği olarak yapılan açıklamada, son dönemde ülke genelinde emeklilerin barınma konusunda yaşadığı büyük kriz gözler önüne serildi. Sedat Hastürk, Türkiye’nin dört bir yanındaki emeklilerin yaşam şartlarının her geçen gün daha da kötüleştiğini ve devletin bu konuda hiçbir çözüm üretmediğini söyledi. “Emekliler, sıcak bir yuva aramak yerine, banyosu, tuvaleti olmayan, yalnızca piknik tüpüyle ısınan izbe odalarda yaşamaya mahkûm edilmiştir. Bu, bir sosyal adaletsizlik değil, doğrudan bir insanlık dramıdır!” diyerek durumu ağır bir şekilde eleştirdi.

Hastürk, Anayasa’nın 57. Maddesine atıfta bulunarak, barınma hakkının anayasal bir zorunluluk olduğunu hatırlattı ve “Devletin, emeklilerimizin barınma ihtiyaçlarını göz ardı etmesi, doğrudan anayasal bir suçtur!” dedi. Hükümetin bu sorunu görmezden gelmesinin, sosyal devlet ilkesinin yok sayılması anlamına geldiğini vurguladı.

Bursa’da Durum Ankara’dan Farklı Değil: “Evim Olsun İstemez Miyim?”

Ankara Ulus’tan yansıyan dramın benzerinin Bursa’da da yaşandığına dikkat çeken Hastürk, “Bursa’nın arka sokaklarında, hanlar bölgesindeki izbe pansiyonlarda da emeklilerimiz aynı dramı yaşıyor. 70 yaşındaki amcamız ‘Evim olsun istemez miyim?’ diye gözyaşı döküyor. Bir insanın yaşamının son döneminde barınma hakkını sağlayamamak, kabul edilemez bir vahşettir!” diyerek Bursa’daki durumu sert bir şekilde eleştirdi.

Emekliler İçin Sosyal Konut Projeleri Şart!

Sedat Hastürk, hükümeti ve yerel yönetimleri acil olarak adım atmaya çağırarak, “Emekliler için sosyal konut projeleri bir an önce hayata geçirilmelidir!” dedi. Emeklilerin yaşadığı barınma sorununu çözmenin sadece bir sosyal sorumluluk değil, aynı zamanda anayasal bir yükümlülük olduğunun altını çizdi. Ayrıca yalnız yaşayan emekliler için “Emekli Yaşam Evleri” gibi projelerin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

“Emeklinin Kara Kışı Sona Ermeli!”

Bursa Emekli ve Emekçiler Derneği olarak, emeklilerin karşı karşıya olduğu bu insafsız tabloyu yakından takip ettiklerini belirten Hastürk, her geçen gün büyüyen bu dramın son bulması için mücadele edeceklerini söyledi. “Emeklinin ‘ikinci baharı’ değil, ‘kara kışı’ sona ermelidir. Emeklilerimiz onurlu ve huzurlu bir yaşamı hak ediyor!” diyerek, emeklilerin barınma hakkı için verilen mücadelenin devam edeceğini söyledi.

Hastürk, son olarak hükümet ve yerel yönetimleri bir kez daha göreve çağırarak, “Bu dramı sona erdirmek, emeklilerimize temel insan haklarını sağlamak, anayasal bir zorunluluktur!” dedi.

Sedat Hastürk
Emekli ve Emekçiler Dernekleri Federasyonu
Siyasi Partilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı
Bursa Emekli ve Emekçiler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Bursa Kent Konseyi Emekçiler Çalışma Grubu Temsilcisi

Devamını Oku

Bursa Tarihi’ne Yeni Bir Bakış: Ömer Faruk Dinçel’in Eseri

Bursa Tarihi’ne Yeni Bir Bakış: Ömer Faruk Dinçel’in Eseri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bursa, sadece Osmanlı’nın ilk başkenti değil; aynı zamanda medeniyetin, emeğin ve aklın yoğrulduğu bir tarih laboratuvarıdır. Araştırmacı yazar, mühendis ve belgeselci Ekrem Hayri Peker’in gözünden bakıldığında ise Bursa tarihi, yüzeyde görünenin çok daha ötesinde; derinlikli, çok katmanlı ve dikkatle okunması gereken bir uygarlık haritası olarak karşımıza çıkar.

Toprak Altındaki Hafıza
Peker’e göre Bursa’nın tarihi yalnızca camilerde, türbelerde veya hanlarda değil; aynı zamanda toprak altında kalan su yollarında, unutulmuş değirmenlerde, mesleklerini kaybetmiş zanaatkârlarda ve değişen kent dokusunda saklıdır. Belgesellerinde sıkça vurguladığı gibi, Bursa’nın alt yapısı ve su kültürü, Orta Çağ Avrupa’sına örnek olacak nitelikteydi.

Kent, Sanayi ve Doğa
Peker, sanayileşmenin kent kültürünü yok etmeden yapılabileceğini savunuyor. Ona göre Bursa’da bu denge uzun yıllar gözetilmedi ve tarih ile doğa, hızla betonlaşmaya kurban edildi. Bu bağlamda Çekirge Hamam Kültürü, Muradiye Külliyesi çevresi ve Cumalıkızık gibi bölgeler, hâlâ nefes alabilen tarih alanları olarak korunmalı.

Bir Mühendisin Gözüyle Tarih
Mühendis bakışıyla tarih okumak, Peker’e farklı bir avantaj sunuyor. Kervansarayların yer seçiminden hanların hava akışına, camilerin su sistemlerinden bedestenlerin ticaret mantığına kadar her detay, onun yorumlarında teknik bir derinlikle analiz ediliyor.

Bursa İçin Çağrı
Ekrem Hayri Peker, yalnızca geçmişi anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda bugünü ve geleceği de sorumlulukla şekillendirmemiz gerektiğini vurguluyor. Bursa’nın tarihi kimliğinin rant projeleriyle değil, bilimsel akılla ve kolektif bilinçle korunması gerektiğini her fırsatta dile getiriyor.

Sonuç Yerine
Ömer Faruk Dinçel’in kaleminden, Ekrem Hayri Peker’in gözlüğünden süzülen Bursa tarihi; sadece bir kentin değil, bir medeniyetin özetidir. Bu kadim şehir, geçmişin izlerini geleceğe taşıyacak vizyoner yaklaşımlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor.

Bursa’nın tarihi, bir kez daha derinlemesine incelendi ve bu kez kalemi elinde taşıyan isim, Bursa’nın kültürel mirasına olan katkılarıyla tanınan tarihçi ve yazar Ömer Faruk Dinçel oldu. Dinçel, 28. kitabı olan Bursa Tarihi ile Bursa’nın binlerce yıllık geçmişini, tarihsel ve kültürel zenginliklerini mercek altına alıyor.

Bursa’nın Harmancık ilçesinin Karaca Mahallesinden doğan Dinçel, 1971 yılında Mustafakemalpaşa’da dünyaya geldi. Tarih öğretmenliği kariyerini Tavşanlı ve Orhaneli’de sürdüren Dinçel, 2015 yılında Dumlupınar Üniversitesi’nde yakınçağ tarihi üzerine yüksek lisansını tamamladı. Bugüne kadar sayısız dergi ve gazetede makaleleri yayımlanan, 29 kitabın yazarı olan Dinçel’in son eseri Bursa ve Çevresindeki Yörükler adını taşıyor.

Bursa Tarihi adlı kitabında, Antik Çağ’dan başlayarak günümüze kadar olan süreci ele alan Dinçel, Bursa’nın tarihindeki önemli dönemleri sırasıyla inceliyor. Kitap, Bithynia dönemi ve şehrin kuruluş efsaneleriyle başlıyor, ardından Bizans, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ışık tutuyor. Dinçel, Bursa’nın kültürel ve dini yapısını da gözler önüne seriyor ve şehrin sosyal yapısındaki evrimi anlatıyor.

Dinçel, kitabında sadece tarihi olayları değil, aynı zamanda Bursa’nın düşünsel ve kültürel hayatını da kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Sufiler ve düşünce hayatı bölümü, şehrin tarihsel sürecinde önemli bir yere sahip olan dini ve fikri hareketlere yer veriyor. Ayrıca Bursa Şehrengizleri başlığı altında, şehirle özdeşleşmiş geleneksel şairler ve edebi figürlere dair bir derleme sunuyor.

Kitapta, Bursa’nın fetih yılına da değinen Dinçel, Neşri’nin eserini kaynak göstererek, şehrin gerçek fetih yılının 1322 olduğunu vurguluyor. Ayrıca Bursa ile İlgili Meşhurlar başlığı altında, Bursa’dan çıkan önemli şahsiyetlerin hayatına dair derinlemesine bilgiler sunuluyor.

Dinçel, kitabının sonlarına doğru Bursa’nın kültürel mirasına dair sosyal bir bakış açısı sunarak, spor ve yemek kültürüne de geniş yer ayırıyor. Bursa’nın geleneksel sporları ve mutfağı, kitabın bu bölümlerinde detaylı bir şekilde işleniyor.

Bursa’nın tarihine olan katkılarının yanı sıra, şehre dair yaptığı derinlemesine çalışmalarla tanınan yazar, bu yeni kitabıyla da Bursa’nın tarihi kimliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Kitap, Bursa’nın tarihine ilgi duyan herkes için değerli bir kaynak olma niteliği taşıyor.

Ekrem Hayri Peker’in bakış açısına göre ise, Bursa’nın tarihi sadece geçmişi öğrenmekle kalmamalı, aynı zamanda bu mirası nasıl koruyup geleceğe taşırız sorusu da önemli bir yer tutuyor. Peker, özellikle şehrin sanayi devrimi sürecindeki dönüşümünü ve bu sürecin tarihi mirasla nasıl harmanlandığını derinlemesine incelemeyi önemserdi. Bursa Tarihi, Peker’in bakış açısıyla, şehrin geçmişi ile bugünü arasında köprü kuran bir eser olarak değerlendirilebilir.

Bu değerli çalışma, hem tarihçilerin hem de Bursa’nın kültürel mirasını merak edenlerin ilgisini çekecek ve şehri daha iyi anlamalarına yardımcı olacak bir başvuru kaynağı olacak.

Kitap hakkında bilgiler:
Kitap, 460 sayfa ve A4 boyutunda, kendi yayınevinden basıldı.

Devamını Oku

Çataltepe Sanayi Sitesi’nin Kördüğüm Sürüyor: Aydın Çitil Sert Çıktı

Çataltepe Sanayi Sitesi’nin Kördüğüm Sürüyor: Aydın Çitil Sert Çıktı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bursa’nın üretim kalbi olan tekstil, mobilya ve sanayi sektörlerinde yaşanan derin çöküşün en acı simgesi haline gelen Bursa’nın kangreni Çataltepe Sanayi Sitesi, yıllardır süren mağduriyetin zirve noktasına ulaşmış durumda. 18 yıldır süren bekleyiş ve unutulmuşluk bir kez daha yerini büyük bir öfkeye bırakırken, (ÇATSANDER) Başkanvekili Aydın Çitil‘den sert bir çıkış geldi:
“Bu cenaze ortada duruyor! Kimse sahip çıkmıyor, ama biz unutmadık! Bizim kaybedecek başka bir Çataltepemiz yok, bu yıkımı kabul etmeyeceğiz!”

Çitil, 3200 esnafın alın teriyle oluşan Çataltepe’nin, Cumhuriyet tarihinin en büyük peşkeşlerinden biriyle ranta kurban edildiğini vurgulayarak, “Çataltepe sadece bir arsa değil, Bursa’nın namus meselesidir!” dedi.

“BİRİLERİ SÖZ VERMİŞTİ, AMA UNUTTULAR!”
Sayısız siyasetçi ve bürokratın sahip çıkma sözü verdiği, ancak bugün hiçbirinin ortada olmadığı Çataltepe, her geçen gün daha da yok ediliyor. Çitil, geçen yıllarda adı geçen isimlere de seslendi:

  • Arif TAK dedi, ama sahip çıkmadı!

  • Fahrettin BİLGİT dedi, ama yapamadı!

  • Bahri Şarlı dedi, ama sustu!

ÇİTİL: “Herkes ‘haklısınız’ dedi ama hakkımızı teslim etmediler!”

Aydın Çitil, “Herkes haklısınız dedi ama hakkımızı teslim etmediler” diyerek Çataltepe’nin, Bursa’nın namus meselesi haline geldiğini söyledi ve şunları ekledi:
“Çataltepe’yi namus meselesi yapıp sahip çıkmayanlar önce namusun ne olduğunu öğrensinler. Hak, hakka tapanlarındır!”

Bakanlığa Net Mesaj

Bursa’da binlerce insanın geçim kaynağını ve umutlarını barındıran Çataltepe Sanayi Sitesi için yıllardır tek bir adım atılmadığını belirten Çitil, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na yönelik sert bir mesaj verdi:

“Sayın Bakan, bu cenazeyi ne zaman kaldıracaksınız? Allah’tan umudumuzu kesmedik, kuldan da adalet istiyoruz!”

Aydın Çitil’den Selçuk Türkoğlu’na Teşekkür: “Çataltepe’nin Sesini TBMM’ye Taşıdı”

Bursa’nın Çataltepe Sanayi Sitesi mağduriyetinin yıllardır görmezden gelinmesi, sonunda İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşındı. Aydın Çitil, 3200 esnaf adına Selçuk Türkoğlu’na teşekkür ederek, “Çataltepe’nin sesini duyurduğu için kendisine minnettarız” dedi.

“SUSANLAR SUSARKEN, O SÖZÜ SÖYLEDİ”

Çataltepe’nin haklı taleplerinin yıllardır görmezden gelindiğini, unutulduğunu belirten Çitil, Türkoğlu’nun TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmayı takdirle karşıladı. Çitil, “Bursa halkının gerçek vekili olduğunu gösterdi” diyerek, Selçuk Türkoğlu’nun duyarlılığını ve görevini yerine getirme çabasını vurguladı.

Türkoğlu’nun “Çataltepe’nin cenazesi ortada” diyerek mağduriyetin boyutlarını dile getirmesi, Çataltepe Sanayi Sitesi’nin yaşadığı çöküşü tüm Türkiye’ye duyurması, esnaflar ve sanayiciler için büyük bir moral kaynağı oldu. Çitil, “Bu dava bizim namus davamızdır. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz!” diyerek, 3200 esnaf adına Türkoğlu’na teşekkürlerini iletti.

ÇATALTEPE’YE SAHİP ÇIKAN İLK VEKİL!

Çitil, Selçuk Türkoğlu’nun Çataltepe’nin sesini duyurmasının, esnafın yıllardır beklediği ilk somut adım olduğunu ifade ederek, “Bursalılar için doğru ve adil bir yaklaşımı sergiledi” dedi. Çataltepe’nin geleceği için tek bir adım atılmaması durumunda ise mücadelenin daha da büyüyeceği ve her geçen gün seslerini daha fazla duyuracakları uyarısını yaptı.

“Çataltepe Bursa’nın Namusudur”

Aydın Çitil, Çataltepe’nin sadece bir sanayi sitesi değil, Bursa’nın namus meselesi olduğunu yeniden vurgulayarak, “Çataltepe’yi sahiplenmeyenler önce namusun ne olduğunu öğrenmeli” şeklinde sert ifadeler kullandı. Çataltepe’nin eski haline dönmesi için gereken adımların bir an önce atılmasını isteyen Çitil, bu konuda siyasi irade ve **toplumsal duyarlılıkla hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Bursa’nın 3200 esnafı, Çataltepe Sanayi Sitesi’nin yaşadığı dramın son bulmasını ve esnafların alın terinin hak ettiği değeri bulmasını bekliyor. Selçuk Türkoğlu’nun TBMM kürsüsünden verdiği destek ise, Çataltepe için umut ışığı oldu.

Devamını Oku

“Eşitsizlik Bu İlçenin Kaderi Değil!”

“Eşitsizlik Bu İlçenin Kaderi Değil!”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İYİ Parti Osmangazi’den Sert Kadın Dayanışması Mesajı…

İYİ Parti Osmangazi İlçe Başkanlığı’nın ev sahipliğinde düzenlenen kadın buluşması, klasik bir teşkilat toplantısının çok ötesine geçerek, Osmangazi özelinde derinleşen kadın sorunlarını dikine bir analizle masaya yatıran güçlü bir siyasal çıkışa dönüştü. İlçe binasında gerçekleştirilen kahvaltı programı, kadınların siyasette ve toplumsal yaşamda sistematik olarak dışlandığı gerçeğini açık ve sert cümlelerle ortaya koyarken, Osmangazi’de yıllardır görmezden gelinen yapısal eşitsizliklere de net bir itiraz niteliği taşıdı.

Toplantı, Osmangazi Kadın Politikaları Başkanı Esin Kaynar’ın öncülüğünde organize edilirken; kadın emeğinin ucuz iş gücüne indirgenmesi, kadın yoksulluğunun derinleşmesi, kamusal alanlarda güvenlik sorunu, sosyal destek mekanizmalarının yetersizliği ve yerel yönetimlerin kadın politikalarındaki pasif ve göstermelik yaklaşımı sert biçimde eleştirildi.

“Osmangazi’de Kadınlar Hayatın Yükünü Taşıyor, Karar Mekanizmalarında Yok Sayılıyor”

Programda söz alan kadın yöneticiler, Osmangazi’nin Bursa’nın en kalabalık ve en sorunlu ilçelerinden biri olmasına rağmen, kadın odaklı sosyal politikaların neredeyse yok denecek kadar sınırlı kaldığını vurguladı. Kadınlar, bu ilçede;

  • Yoksulluğun en ağır yükünü taşırken,

  • İstihdamda en düşük paya sahip,

  • Şiddetle mücadelede yalnız,

  • Sosyal desteklere erişimde dezavantajlı,

  • Yerel karar alma süreçlerinde ise tamamen dışlanmış durumda bırakılıyor.

İYİ Partili kadınlar, bu tablonun bir “tesadüf” değil, yıllardır sürdürülen yanlış yerel yönetim anlayışının sonucu olduğunu dile getirerek, Osmangazi’de kadınların sorunlarının ya görmezden gelindiğini ya da vitrin projelerle geçiştirildiğini açıkça ifade etti.

Geniş Katılımlı Dayanışma: Bursa Teşkilatlarından Güçlü Mesaj

Programa;

  • İl Kadın Politikaları Başkanı Sevilay Önder,

  • Mudanya İlçe Kadın Politikaları Başkanı Filiz Erdil,

  • İnegöl İlçe Kadın Politikaları Başkanı Okşan Yazır,

  • Kestel İlçe Kadın Politikaları Başkanı Sibel Efe,

  • Yenişehir İlçe Kadın Politikaları Başkanı Kadriye Girgin,

  • Gürsu İlçe Kadın Politikaları Başkanı Nurcan Fırat
    ve çok sayıda teşkilat yöneticisi katıldı.

Katılımcılar, Osmangazi’nin kadın politikaları açısından Bursa’nın en sorunlu ilçelerinden biri haline geldiğini belirterek, kadınların yalnızca seçim dönemlerinde hatırlanan bir kitle olmaktan çıkarılması gerektiğini vurguladı.

Kaplan: “Kadını Eve Hapseden Anlayışa Karşıyız”

İYİ Parti Osmangazi İlçe Başkanı Hüseyin Bozkurt Kaplan, yaptığı açıklamada mevcut siyasal ve yerel yönetim anlayışına net bir eleştiri yöneltti. Kaplan, kadınların toplumsal yaşamdan bilinçli şekilde geri itildiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Kadınlarımız sadece evlerinde değil, siyasette, ekonomide, sokakta ve karar mekanizmalarında söz sahibi olmak zorundadır. Osmangazi’de kadınları eve, yoksulluğa ve güvencesizliğe mahkûm eden anlayışı reddediyoruz. Bugün burada gördüğümüz güçlü kadın kadrolar, İYİ Parti’nin değil, bu ilçenin geleceğinin teminatıdır.”

Kaplan’ın sözleri, Osmangazi’de kadınların yıllardır maruz kaldığı sessiz eşitsizliğe karşı açık bir siyasal duruş olarak yorumlandı.

“Bu Bir Kahvaltı Değil, Siyasal Uyarıdır”

Program boyunca yapılan değerlendirmelerde, bu buluşmanın bir “nezaket toplantısı” değil, yerel yöneticilere yöneltilmiş açık bir uyarı olduğu vurgulandı. Kadınlar, Osmangazi’de;

  • Kadın sığınma evlerinin yetersizliğini,

  • Kadın istihdamına yönelik somut projelerin eksikliğini,

  • Kreş, sosyal destek ve eğitim alanındaki boşlukları,

  • Mahalle bazlı güvenlik sorunlarını

tek tek sıralayarak, yerel yönetimlerin sorumluluktan kaçamayacağını dile getirdi.

Net Mesaj: “Osmangazi’de Değişim Kadınlarla Başlayacak”

Toplantı, karşılıklı fikir alışverişleri ve önümüzdeki döneme ilişkin yol haritasının belirlenmesiyle sona ererken, ortaya çıkan ortak irade netti:
Osmangazi’de değişim, kadınların sesi yükselmeden mümkün olmayacak.

İYİ Parti Osmangazi Kadın Kolları’nın verdiği mesaj açık ve sertti:
Kadınları yok sayan, sorunlarını öteleyen, eşitsizliği normalleştiren hiçbir yönetim anlayışı artık bu ilçede karşılıksız kalmayacak.

“Kadınlar Yoksulluğa, Şiddete ve Görünmezliğe Mahkûm Ediliyor!”

İYİ Parti İl Kadın Politikaları Başkanı Sevilay Önder, Osmangazi Kadın Politikaları Başkanı Esin Kaynar adına yaptığı sert açıklamayla, Osmangazi başta olmak üzere Bursa genelinde kadınların karşı karşıya bırakıldığı derin yapısal sorunlara dikkat çekti. Açıklama, yalnızca bir teşkilat değerlendirmesi değil; yerel yönetimlerin ve iktidar anlayışının kadınlara yönelik açık bir şekilde sınıfta kaldığını ortaya koyan sert bir siyasal uyarı niteliği taşıdı.

“Bursa’da Kadınlar Hayatta Kalma Mücadelesi Veriyor”

Sevilay Önder, Bursa’nın sanayi ve üretim kenti kimliğine rağmen kadınların bu üretimden hak ettiği payı alamadığını vurgulayarak, özellikle Osmangazi’de kadın yoksulluğunun alarm verici boyutlara ulaştığını söyledi. Kadınların;

  • Güvencesiz ve düşük ücretli işlere mahkûm edildiğini,

  • Ev içi emeğin yok sayıldığını,

  • Sosyal desteklere erişimde ciddi engellerle karşılaştığını,

  • Şiddetle mücadelede yalnız bırakıldığını

açık bir dille ifade eden Önder, “Bursa’da kadınlar güçlü bir kentte değil, sahipsiz bir sistemin içinde ayakta kalmaya çalışıyor” dedi.

“Osmangazi’de Kadın Politikası Yok, Göstermelik Vaatler Var”

Osmangazi özelinde değerlendirmelerde bulunan Önder, ilçede kadınlara yönelik bütüncül, sürdürülebilir ve sahaya dokunan bir kadın politikasının bulunmadığını vurguladı. Kadınların sorunlarının, seçim dönemlerinde birkaç başlık altında geçiştirildiğini belirten Önder, şu sert ifadeleri kullandı:

“Osmangazi’de kadın politikası yoktur. Kadınlara yönelik birkaç afiş, birkaç etkinlik ve birkaç temsili fotoğrafla sorunlar çözülemez. Kadınlar bu ilçede işsizliğe, yoksulluğa, şiddete ve güvencesizliğe terk edilmiştir. Bu tablo bir ihmalkârlık değil, açık bir yönetim zaafıdır.”

Önder, özellikle kadın istihdamı, kreş ihtiyacı, kadın sığınma evleri, mahalle bazlı güvenlik ve sosyal destek mekanizmalarının yetersizliğine dikkat çekerek, yerel yönetimlerin sorumluluktan kaçtığını söyledi.

Kaynar: “Kadınlar Karar Mekanizmalarında Bilinçli Olarak Dışlanıyor”

Açıklamada Osmangazi Kadın Politikaları Başkanı Esin Kaynar’ın değerlendirmelerine de yer verildi. Kaynar, Osmangazi’de kadınların yalnızca sorun yaşayan bir kesim değil, aynı zamanda bilinçli olarak karar mekanizmalarının dışında tutulan bir toplumsal güç olduğunu vurguladı.

Kaynar’ın adına yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Kadınlar bu ilçede hayatın bütün yükünü taşırken, karar alma masalarında yok sayılıyor. Kadını evle sınırlayan, kamusal alandan uzaklaştıran anlayış, Osmangazi’nin en büyük sosyal sorunlarından biridir. Bu anlayış değişmeden ne eşitlik sağlanır ne de adil bir kent kurulabilir.”

“Kadın Cinayetleri, Şiddet ve Yoksulluk Normalleştiriliyor”

İYİ Partili kadın yöneticiler, Bursa genelinde artan kadın cinayetleri, şiddet vakaları ve ekonomik bağımlılık sorunlarının artık münferit değil, sistematik bir kriz olduğunu vurguladı. Sevilay Önder, şiddetle mücadelede yeterli önleyici mekanizmaların kurulmadığını belirterek, kadınların korunması konusunda kamu otoritelerinin sınıfta kaldığını ifade etti.

“Kadınlar Bursa’da şiddet gördüğünde başvuracak kapı bulamıyor. Sığınma evleri yetersiz, psikolojik ve hukuki destekler sınırlı, koruyucu politikalar ise kağıt üzerinde. Bu ihmallerin bedelini kadınlar canlarıyla ödüyor.”

Net Tavır: “Bu Düzeni Kabul Etmiyoruz”

Açıklamanın sonunda İYİ Parti’nin kadın politikalarına bakışının net olduğu vurgulandı. Sevilay Önder, Esin Kaynar adına yaptığı değerlendirmede, kadınların yalnızca korunması gereken bireyler değil, kentin geleceğini kuracak asli aktörler olduğunu belirtti.

“Kadını yok sayan, yoksulluğa ve şiddete mahkûm eden bu düzeni kabul etmiyoruz. Osmangazi’de de Bursa genelinde de kadınlar için susmayacağız, geri adım atmayacağız. Kadınların eşit, güvende ve güçlü olduğu bir kent mümkün; bu da ancak kararlı bir siyasal iradeyle sağlanır.”

İYİ Parti’nin bu sert çıkışı, Osmangazi ve Bursa’da kadın sorunlarının artık görmezden gelinemeyeceğini ortaya koyarken, yerel yönetimlere yönelik açık bir hesap verme çağrısı olarak değerlendirildi.

Devamını Oku
green tour cappadocia casinositeleri.co kayseri evden eve nakliyat nakliyat arçelik bayisi