Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, asgari ücrette yaşanan erime ve milyonlarca çalışanın içine sürüklendiği geçim kriziyle ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na dikkat çeken bir yazılı soru önergesi verdi. Bekin, sorularının T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan tarafından yanıtlanmasını talep etti.
15 Aralık 2025 tarihli önergede, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 12 Aralık’ta gerçekleştirdiği ilk toplantıya ve mevcut ekonomik tabloya vurgu yapıldı. İlk toplantıda herhangi bir rakamın gündeme gelmediğini hatırlatan Bekin, asgari ücretlinin alım gücünün her geçen gün dramatik biçimde düştüğüne dikkat çekti.
“ASGARİ ÜCRETLİNİN SATIN ALMA GÜCÜ YÜZDE 30’DAN FAZLA ERİDİ”
Doğan Bekin, TÜİK verilerine göre yıllık enflasyonun yüzde 68’e yaklaştığını, buna karşın asgari ücretlinin satın alma gücünün son bir yılda yüzde 30’un üzerinde eridiğini ifade etti. Artan kira fiyatları, enerji faturaları ve gıda harcamalarının asgari ücretlinin belini büktüğünü belirten Bekin, 2025 yılı için belirlenen net 22.104 TL’lik asgari ücretin açlık sınırının dahi altında kaldığını vurguladı.
Halihazırda brüt 26.005,50 TL, net 22.104,67 TL olan asgari ücretin, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında tam anlamıyla buharlaştığını ifade eden Bekin, Türkiye’de çalışanların yüzde 80’inden fazlasının asgari ücretle ya da asgari ücrete çok yakın ücretlerle çalıştığını hatırlattı.
“ÇALIŞANLAR AÇLIĞA VE YOKSULLUĞA MAHKÛM EDİLİYOR”
Önergede kullanılan ifadeler dikkat çekti. Bekin, mevcut ücret politikalarının çalışanların emeğinin karşılığını almasını engellediğini belirterek, “Çalışanlarımız, emeğinin karşılığını alamadığı bir ücret düzeniyle açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilerek zor koşullarda yaşam mücadelesi vermektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Yeniden Refah Partisi olarak taleplerinin net olduğunu vurgulayan Bekin, 1 Ocak’ta yürürlüğe girecek yeni asgari ücretin insanca yaşamaya yetecek bir düzeyde, en az 45 bin TL’nin üzerinde belirlenmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca milli gelir ve gerçek enflasyonun esas alınması gerektiğini belirterek, yıl içinde enflasyona bağlı ara zam mekanizmasının devreye sokulmasının zorunlu olduğunu dile getirdi.
“GELİR DAĞILIMINDA ADALET ŞART”
Bekin, çalışanların refahını önceleyen, gelir dağılımında adaleti gözeten bir ekonomi politikasının hayata geçirilmesi ve asgari ücretlilere yönelik sosyal desteklerin artırılmasının artık bir tercih değil, zorunluluk olduğunu ifade etti.
BAKANLIĞA YÖNELTİLEN 4 KRİTİK SORU
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
TÜİK verilerine göre açlık ve yoksulluk sınırı nedir? Bu veriler dikkate alınarak asgari ücretin en azından açlık sınırının altında kalmaması için bir artış planlanmakta mıdır?
Yüksek enflasyon, kira artışları, enerji ve gıda fiyatları karşısında asgari ücretlinin alım gücünde yaşanan erimeye yönelik Bakanlığınız hangi önlemleri almayı planlamaktadır?
Türkiye’de çalışan nüfusun yüzde kaçı asgari ücretle ya da asgari ücrete çok yakın gelir düzeyinde çalışmaktadır?
Yılda bir kez yapılan asgari ücret zammının yetersizliği dikkate alındığında, enflasyona bağlı olarak yıl içinde otomatik güncelleme yapılmasına yönelik Bakanlığınızın bir çalışması var mıdır?
Doğan Bekin’in TBMM’ye sunduğu bu önerge, asgari ücret tartışmalarının yeniden alevlendiği bir dönemde hükümetin ekonomi ve ücret politikalarına yönelik en net ve en sert çıkışlardan biri olarak değerlendiriliyor. Gözler şimdi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan gelecek yanıtlara çevrilmiş durumda.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşmeleri süren Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi, emekli ve emekçi kesimlerden sert eleştiriler almaya devam ediyor. Emekli ve Emekçiler Dernekleri Federasyonu adına açıklama yapan Federasyon Siyasi Partilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Emekli ve Emekçiler Derneği Başkanı Sedat Hastürk, mevcut bütçe yaklaşımının sosyal adalet ilkesinden uzak olduğunu belirterek, emekli ve çalışanların yaşam koşullarını daha da zorlaştıracağını ifade etti.
Sedat Hastürk yaptığı açıklamada, 2026 bütçesinin emeklinin, asgari ücretlinin ve dar gelirli kesimlerin alım gücünü korumaktan uzak olduğunu vurgulayarak, “Emeklinin ve asgari ücretlinin alım gücünü yok edecek bir bütçe anlayışını reddediyoruz” dedi. Hastürk, bütçe politikalarının enflasyonla mücadele gerekçesiyle ücretleri baskılayan bir çizgide şekillendirilmesini sert sözlerle eleştirdi.
“Bu Bir Ekonomik Zorunluluk Değil, Sınıfsal Bir Tercihtir”
Hastürk, hükümetin sıklıkla dile getirdiği “ücret-fiyat sarmalı” söyleminin bilimsel bir dayanağı olmadığını belirterek, uygulanan politikaların bilinçli bir tercih olduğunu ifade etti. Enflasyonun sorumluluğunun ücretlilere ve emeklilere yüklenmesini kabul etmediklerini söyleyen Hastürk, “Ücretler baskılanarak enflasyon düşürülemez. Bu yaklaşım, açıkça emeği hedef alan sınıfsal bir tercihtir” değerlendirmesinde bulundu.
Emekliye “kaynak yok” denilirken, sermaye kesimlerine yönelik vergi avantajları, teşvikler ve ayrıcalıkların devam etmesini eleştiren Hastürk, bütçenin yükünün yine emekçilerin sırtına yüklendiğini dile getirdi. Sosyal devlet ilkesinin bu anlayışla ciddi biçimde aşındırıldığını belirten Hastürk, gelir dağılımındaki adaletsizliğin daha da derinleşeceği uyarısında bulundu.
Bursa Milletvekillerine Açık Çağrı
Açıklamasında Bursa milletvekillerine de doğrudan çağrıda bulunan Sedat Hastürk, parti ayrımı gözetmeksizin tüm milletvekillerinin emeklinin ve emekçinin yanında durması gerektiğini ifade etti. Hastürk, “Bursa’yı temsil eden tüm milletvekillerini, 2026 bütçesine emeklinin ve emekçinin lehine şerh koymaya, bu adaletsiz bütçe anlayışına karşı sorumluluk almaya davet ediyoruz” dedi.
Bursa’nın sanayi ve emek kenti olduğuna dikkat çeken Hastürk, kentte yaşayan emeklilerin ve çalışanların yıllar boyunca ülke ekonomisine önemli katkılar sunduğunu hatırlatarak, bu emeğin görmezden gelinmemesi gerektiğini vurguladı.
“Bu Bütçe Sosyal Barışı Zedeler”
2026 bütçesinin mevcut haliyle toplumsal huzuru ve sosyal barışı tehdit ettiğini ifade eden Hastürk, emekli ve emekçilerin giderek yoksullaştırılmasının sürdürülebilir olmadığını belirtti. “Bütçe, rakamlardan ibaret değildir; bütçe bir siyasi tercihtir” diyen Hastürk, tercihlerin emekten yana yapılması gerektiğini söyledi.
Açıklamasını “Bursa’nın emekçisinin alın teri, emeklisinin yıllara yayılan emeği görülmelidir” sözleriyle tamamlayan Sedat Hastürk, Emekli ve Emekçiler Dernekleri Federasyonu olarak emeklinin ve emekçinin hakkını savunmaya kararlılıkla devam edeceklerini kamuoyuna saygıyla duyurdu.
Altınşehir Mahallesi’nde Trafik İsyanı: Muhtar Melahat Şanal’dan Sert Basın Açıklaması
Nilüfer ilçesine bağlı Altınşehir Mahallesi’nde uzun süredir devam eden trafik ve güvenlik sorunları, Mahalle Muhtarı Melahat Şanal’ın sert ifadeler içeren basın açıklamasıyla bir kez daha kamuoyunun gündemine taşındı. Şanal, sürücü kurslarının mahalle içinde ve okul çevrelerinde faaliyet göstermesinin hem kamu huzurunu hem de can güvenliğini ciddi biçimde tehdit ettiğini vurgulayarak yetkililere acil çağrıda bulundu.
Muhtar Melahat Şanal açıklamasında, mahallede uzun yıllardır Ahmet Taner Kışlalı Bulvarı’nda faaliyet gösteren sürücü kurslarının, son iki yıldır başlangıç noktası mahallede bulunan 320. Sokak olan bir güzergâh üzerinden eğitim yaptıklarını belirtti. Şanal, bu güzergâhın özellikle Şahinkaya Koleji’nin hemen yanında yer alması nedeniyle öğrenci servisleri, veli araçları ve yayalarla iç içe geçtiğini ifade ederek, “Dünyanın hiçbir yerinde kamu huzurunu ve trafik güvenliğini bu denli hiçe sayan bir uygulama yoktur” dedi.
“Yaya Olarak Bile Geçemez Hale Geldik”
Açıklamada, 320. Sokak’taki tabloyu “vahim” olarak nitelendiren Şanal, mahalle sakinlerinin bu sokaktan araçla geçmeyi bırakın, yaya olarak bile güvenli şekilde geçemediklerini dile getirdi. Sürücü kurslarına ait araçların kontrolsüz biçimde eğitim yapmasının, çocuklar başta olmak üzere tüm mahalleliyi sürekli bir risk altında bıraktığını vurguladı.
Sorunun yalnızca bu sokakla sınırlı olmadığını belirten Muhtar Şanal, zaten yoğun bir trafiğe sahip olan Abdi İpekçi Caddesi’nde sürücü kurslarının yol kenarı ceplerini adeta otopark gibi kullandığını, burada sürücü adaylarını bekleyerek trafiği daha da kilitlediklerini söyledi. Bu noktadan alınan kursiyerlerin mahalle içindeki dar ara sokaklarda eğitime çıkarıldığını belirten Şanal, bu durumun çeşitli kazalara yol açtığını ve neredeyse tehlikeye maruz kalmayan tek bir mahalle sakininin dahi kalmadığını ifade etti.
“Okul Bahçesinde Motor Eğitimi Akıl Alır Gibi Değil”
Melahat Şanal, açıklamasında mahalledeki tek devlet okulu olan ilkokulun bahçesinde 10 yılı aşkın süredir motor eğitimlerinin yapılmasına da sert tepki gösterdi. Okul bahçesinde yapılan bu çalışmaların kabul edilemez olduğunu vurgulayan Şanal, eğitimler sonrası bahçede çok sayıda sigara izmariti bulunduğunu, bunun hem öğrencilerin sağlığını tehdit ettiğini hem de çocuklara kötü örnek oluşturduğunu dile getirdi.
Ayrıca sürücü kurslarının eğitimlerinin son aşamalarını, trafik yoğunluğu ve yaya sirkülasyonunun son derece yüksek olduğu Müzeyyen Senar Caddesi’nde sürdürdüğünü belirten Şanal, bu uygulamanın da hem trafik hem de yaya güvenliğini açıkça tehlikeye attığını söyledi.
“Sözlü ve Fiziki Müdahaleler Kabul Edilemez”
Mahallede artan nüfus ve yoğun trafik nedeniyle özellikle sabah saatlerinde işe ve okula gitmeye çalışan vatandaşların büyük bir huzursuzluk yaşadığını ifade eden Şanal, bazı usta öğreticilerin mahalle sakinlerine yönelik sözlü ve fiziki müdahalelerde bulunduğunu da açıkladı. Bu durumun kabul edilemez olduğunu vurgulayan Muhtar, mahalle halkının kendini güvende hissetmediğini belirtti.
UKOME Kararı Var, Uygulama Yok
Altınşehir Mahallesi sakinlerinin yaşanan sorunlar nedeniyle 2023 yılından bu yana UKOME’ye birçok başvuruda bulunduğunu hatırlatan Şanal, UKOME’nin 24 Aralık 2024 tarihli ve 2024/724 sayılı kararıyla sürücü kurslarının güzergâhının değiştirilerek mahalle dışına çıkarılmasına karar verdiğini açıkladı. Ancak aradan geçen zamana rağmen ilgili kurumların bu kararı uygulamadığını vurgulayan Şanal, yetkililerin sorumluluklarını yerine getirmediğini söyledi.
Muhtar Şanal, sorunlarını anlatmak için ilgili kurumlara gittiklerinde ise muhatap bulamadıklarını, hatta taleplerinin ciddiye alınmadığını ve adeta alay konusu edildiğini ifade etti.
“Korkarak Yaşamak İstemiyoruz”
Açıklamasının devamında Altınşehir Mahallesi’nin artık bu yükü taşıyamaz hale geldiğini belirten Melahat Şanal, mahallenin nüfusunun 20 bine yaklaştığını, iki büyük özel okulun da mahalle sınırları içinde bulunması nedeniyle trafiğin nefes alınamaz bir noktaya ulaştığını dile getirdi.
“Biz mahalle sakinleri olarak korkarak yaşamak ve bu zorbalığa daha fazla maruz kalmak istemiyoruz” diyen Şanal, sürücü kurslarının mahalleden tamamen çıkarılmasını ve UKOME kararı doğrultusunda yeni ve güvenli alanlara bir an önce taşınmasını talep etti.
“Sabır Tükendi, Hukuki Yollara Başvuracağız”
Mahalle sakinlerinin artık bekleyecek sabrının kalmadığını vurgulayan Muhtar Şanal, yaşanan bu kaosun ve rezil tablonun sona erdirilmesi için ilgili kurumların derhal görevlerini yapması gerektiğini ifade etti. Aksi halde mahalle sakinleri olarak hem haklarını yasal yollarla arayacaklarını hem de görevini yerine getirmeyenler hakkında gerekli girişimlerde bulunacaklarını açıkladı.
Basın açıklamasını “Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bu ilkelliğe son verin” sözleriyle tamamlayan Altınşehir Mahalle Muhtarı Melahat Şanal, yetkilileri bir kez daha sorumluluk almaya ve mahalle halkının can güvenliğini öncelemeye davet etti.
Zafer Partisi Gemlik İlçe Teşkilatı, Gemlik İskele Meydanı’nda kurduğu stantla vatandaşlarla bir araya geldi. Soğuk ve sert hava koşullarına rağmen etkinliğe gösterilen yoğun ilgi dikkat çekerken, meydanda oluşan kalabalık Zafer Partisi’nin Gemlik’teki yükselişini bir kez daha gözler önüne serdi.
Etkinlik boyunca vatandaşlarla birebir temas kuran Zafer Partisi Gemlik İlçe Başkanı Nilüfer Toprakçı, hem güncel siyasi gelişmelere ilişkin net mesajlar verdi hem de partinin çözüm önerilerini kamuoyuyla paylaştı.
“MİLLET, TERÖRÜN TALEPLERİNE DE BU TALEPLERİN MASAYA TAŞINMASINA DA KARŞI”
Toprakçı, yaptığı açıklamada kamuoyunda tartışma yaratan süreçlere sert tepki göstererek, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın taleplerinin gündeme getirilmesine karşı toplumda çok güçlü bir karşı duruş olduğunu vurguladı.
“Milletimiz, terör örgütü liderinin taleplerine de, bu taleplerin görüşüldüğü iddia edilen her türlü sürece de açık ve net şekilde karşıdır” diyen Toprakçı, Zafer Partisi’nin bu konuda tavizsiz duruşunu sürdüreceğini ifade etti.
GENÇLİĞİ TEHDİT EDEN İKİ BÜYÜK TEHLİKE: UYUŞTURUCU VE SANAL KUMAR
Stant çalışması kapsamında özellikle gençleri hedef alan uyuşturucu ve sanal kumar tehdidine dikkat çekildi. Toprakçı, Zafer Partisi’nin bu alanlarda yürüttüğü #TertemizTürkiye projesini ayrıntılarıyla anlattı.
Uyuşturucu kullanım yaşının giderek düştüğünü ve sanal kumarın aileleri çökerten sessiz bir felaket hâline geldiğini belirten Toprakçı, “Bu ülkenin gençlerini zehirleten, geleceğini çalan bu düzenle kararlılıkla mücadele edeceğiz” dedi.
EMEKLİLER İÇİN SOMUT ÇÖZÜM MESAJI
Etkinlikte emeklilerin yaşadığı ekonomik sıkıntılar da gündemin önemli başlıklarından biri oldu. Zafer Partisi’nin emeklilere yönelik çözüm önerilerini paylaşan Toprakçı, emeklilerin insanca yaşayabileceği bir gelir seviyesinin artık bir lütuf değil, zorunluluk olduğunu vurguladı.
Toprakçı, “Bugün emekliler ay sonunu değil, haftayı bile getiremiyor. Biz bu tabloyu kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
“MİLLETİN YÜREĞİYLE ZAFER PARTİSİ ARASINDA GÜÇLÜ BİR BAĞ KURULDU”
Vatandaşlardan gördükleri ilgiyi değerlendiren İlçe Başkanı Nilüfer Toprakçı, Zafer Partisi ile millet arasında güçlü bir gönül bağı oluştuğunu söyledi.
“Artık sahada çok net görüyoruz. Milletin yüreğiyle Zafer Partisi arasında güçlü bir bağ kuruldu. İnsanlar samimiyeti, kararlılığı ve netliği görüyor” dedi.
“HEDEFİMİZ 1. PARTİ OLMAK”
Yerel seçimlere ilişkin çarpıcı bir veriyi de paylaşan Toprakçı, Zafer Partisi’nin Gemlik’teki yükselişine dikkat çekti.
“Yerel seçimlerde Gemlik’te 4. parti olmuştuk. Bugün geldiğimiz noktada 3. sıradayız. Bu bizim için yeterli değil. Hedefimiz açık: Gemlik’te 1. parti olmak. Durmadan, yılmadan çalışacağız” şeklinde konuştu.
GÜNÜN SLOGANI MEYDANDAN YÜKSELDİ
Etkinliğin sonunda bir vatandaşın dile getirdiği “Zafer, Zafer Partisi’nin olacak!” sözleri, meydanda toplanan kalabalık tarafından sahiplenilerek günün sloganı hâline geldi.
Zafer Partisi Gemlik İlçe Teşkilatı’nın İskele Meydanı’ndaki çalışması, vatandaşlarla kurulan yoğun temas ve verilen net mesajlarla siyasi gündemde dikkat çeken bir buluşma olarak kayda geçti.
ORHANGAZİ KENT KONSEYİ 4 YILDIR YOK HÜKMÜNDE! İYİ PARTİ’DEN SERT ÇIKIŞ: “YA GÖREVİNİZİ YAPIN YA DA BU KENT SİZİ BEKLEMEYECEK!”
Orhangazi’de kamuoyunu derinden sarsan bir çıkış geldi. İYİ Parti Orhangazi İlçe Başkanı Bülent Bakış, tam 4 yıldır seçimli kongresi yapılmayan Orhangazi Kent Konseyi’ni adeta topa tuttu. Bakış, 9 Aralık 2021’den bu yana tek bir kongre, tek bir yenileme, tek bir kamuoyu açıklaması dahi yapılmamasını “demokrasiye, hukuka ve Orhangazi halkının iradesine açık bir darbe” olarak niteledi.
Kent Konseyi’nin mevcut haliyle meşruiyetini tamamen yitirdiğini söyleyen Bakış, yaşanan sürecin basit bir gecikme olmadığını vurguladı. Sert ifadeler kullanan Bakış, “Bu artık ihmal değildir. Bu, açıkça sorumluluk suistimalidir. Hukuku tanımamaktır, halkın iradesine meydan okumaktır” dedi.
“DOĞAL DELEGELERİ BİLE YOK SAYDINIZ”
Siyasi parti ilçe başkanlarının Kent Konseyi’nin doğal delegeleri olduğunu hatırlatan Bakış, 4 yıldır Orhangazi’nin ortak aklının bilinçli şekilde susturulduğunu ifade etti. “Biz bu keyfi ve gayrimeşru yönetimi kabul etmiyoruz” diyen Bakış, Kent Konseyi’nin bir avuç kişinin inisiyatifine terk edildiğini, katılımcı demokrasinin tamamen rafa kaldırıldığını söyledi.
“SÜRESİ DOLMUŞ, TOPLANMAYAN, SUSTURULMUŞ BİR YAPI”
Bakış’ın eleştirileri şu başlıklarda toplandı:
Süresi dolmasına rağmen görevine devam eden bir Kent Konseyi
Bilinçli şekilde toplanmayan seçimli kongre
4 yıldır tek bir kent sorununa dahi ses çıkarmayan işlevsiz yapı
“KENT YANIYOR, KENT KONSEYİ DERİN UYKUDA!”
Orhangazi’nin su sorunu, çevre kirliliği, trafik keşmekeşi, eğitimdeki aksaklıklar gibi hayati meselelerle boğuştuğunu hatırlatan Bakış, Kent Konseyi’nin bu süreçte tam bir suskunluğa gömülmesini sert sözlerle eleştirdi.
“Orhangazi bu kadar sorunla mücadele ederken Kent Konseyi’nin üç maymunu oynaması kabul edilemez” diyen Bakış, bu sessizliğin kent adına utanç verici olduğunu söyledi.
“ORHANGAZİ HALKI SUSMUYOR!”
Açıklamasının en sert bölümünde Bakış, Orhangazi halkının bu tabloya mahkûm olmadığını vurgulayarak şu mesajı verdi: “Ya görevinizi yapın ya da bu kent sizin keyfinizi beklemeyecek! Orhangazi halkı susmuyor. Bu şehir, hak ettiği meşru ve çalışan bir Kent Konseyi istiyor.”
NET VE AÇIK ÇAĞRI
İYİ Parti Orhangazi İlçe Başkanı Bülent Bakış’ın çağrısı ise son derece net oldu:
➡ Kent Konseyi derhâl seçimli kongresini toplamalıdır ➡ Delegeler ve temsilciler yeniden ve şeffaf şekilde belirlenmelidir ➡ Kongreyi engelleyenler kamuoyu önünde halka hesap vermelidir
Bakış, aksi halde bu hukuksuz ve gayrimeşru yapının her platformda teşhir edileceğini belirterek, Orhangazi adına mücadeleden geri durmayacaklarının altını çizdi.