“Soykırım Faili İsraillilere Vize Muafiyeti Skandalı!”

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Yeryüzü Avukatları Derneği’nden Sert Tepki: “Soykırım Faili İsraillilere Vize Muafiyeti Skandalı!”

Yeryüzü Avukatları Derneği Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Dişli, Gazze’de aylardır süren soykırıma rağmen İsrail vatandaşlarına Türkiye’nin hâlâ vize muafiyeti uygulamasını sert sözlerle eleştirdi. Dişli, “Türkiye olarak biz İsrail vatandaşlarını vizeden muaf tutuyoruz, üzerine bir de İsrail Türk vatandaşlarından vize talep ediyor. Bunun izahı nedir?” diyerek çifte standarda dikkat çekti.

“Soykırım faillerini ayırt edecek bir mekanizma yok”

Dişli, mevcut vize sisteminin, savaş suçu ya da soykırım suçu işleyen kişileri tespit etmeye uygun bir yapıda olmadığını belirtti. “Soykırım faili olup olmadıklarını araştırıp karar vermeye imkân tanıyacak bir vize mekanizmamız yok” diyen Dişli, Yeni Zelanda’nın örnek olarak vize başvurusunda askerlik bilgisi zorunluluğu getirdiğini hatırlatarak Türkiye’nin de benzer tedbirleri gündemine alması gerektiğini söyledi.

“Orduda görev yapan İsrailliler Türkiye’ye rahatça girip çıkıyor”

Açıklamasında güvenlik riskine de dikkat çeken Dişli, özellikle İsrail ordusunda görev aldığı bilinen kişilerin Türkiye’ye kolaylıkla giriş-çıkış yapabilmesini büyük bir istihbarat zafiyeti olarak değerlendirdi.

“Orduda görev aldığı muhakkak olan İsrailliler neden Türkiye’ye bu kadar rahat girip çıkıyor? Lübnan’da, İran’da yaşanan gelişmeler ortadayken bu istihbarat riskine girmenin makul bir gerekçesi varsa bilen söylesin…”

“Gazze’de soykırım sürerken sessiz kalamayız”

Av. Hüseyin Dişli, açıklamasında Türkiye’nin insani ve hukuki sorumluluklarını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

“Gazze’de açıkça bir soykırım yaşanıyor. Binlerce çocuk, kadın, sivil insan öldürülüyor. Buna rağmen Türkiye, İsrail vatandaşlarını hiçbir denetime tabi tutmadan ülkeye kabul ediyor. Bu durum hem hukukla hem vicdanla bağdaşmaz.”

Dişli, Türkiye’nin uluslararası hukuk, güvenlik ve insan hakları sorumluluğu açısından bu politikasını gözden geçirmesi gerektiğini belirterek, “Bu mesele sadece diplomatik bir tercih değil, insan onuruna ve adalet duygusuna dair bir sınavdır.” ifadelerini kullandı.